Çocuk yetiştirirken biz ebeveynlerin çoğunlukla da annelerin çok sık karşılaştığı durumlardan biri de toplumun çocuk yetiştirmeye dair yerleşik yargılarıdır. Her ebeveynin ya da annenin bir çocuk yetiştirme tarzı olabilir ve buna saygı göstermek gerekir. Çocuk ile anne arasındaki bağ 0-3 yaş dönemi için hayati önem taşımaktadır. Bu süreci kesintisiz ve doğru bir iletişimle geçirmiş anne-çocuk sağlam bir alt yapı hazırlamıştır.
Düzgün bir ilişki oluşturmuş bir anne-çocuk ikilisinin aşamayacağı engel, öğrenemeyeceği gelişim evresi yoktur. Toplum her fırsatta kalıplaşmış yargıları size kabul ettirmeye çalışır ve çocuğunuzu büyütürken bu engellerle karşılaşırsınız. Büyümemiş yetişkinleri büyütmek, çocuk büyütmekten daha zor hatta imkansızdır.
Bu yüzden de sizin büyük bir azimle doğru hissettiğiniz şekilde çocuğunuzu yetiştirmeye devam etmeniz toplumun yargılarının yanlışlığı görmesi bakımından önemlidir. Aslında anlarsınız ki aslında yetiştirdiğiniz çocuk değil bir toplumdur.
Her canlı kendine özeldir bu yüzden her çocuğun aynı durumlarda aynı tepkileri vermesini beklemek yanlıştır. Çocuğunuzun vereceği tepkileri bile bazen sizin fark etmeden yönlendirdiğinizi biliyor muydunuz? Oyuncak reyonunda birkaç sefer barbi bebek gösterdiğiniz kızınızın barbi bebeklere düşkün olması ve evi onlarla doldurması sürpriz değildir. Markete her gittiğinizde bir sürü abur cubur alma alışkanlığınız varsa çocuğunuzun markete gider gitmez bisküvi çikolatalara koşması normaldir. Hatta kıskanç diye kızdığınız çocuğunuz belki de sizin davranışlarınız sonucu böyle olmuştur.
Bak en güzel bisiklet seninki derseniz çocuğunuz sürekli kendisini başkalarıyla yarıştıracak ve hep güzel olanın kendisinde olmasını isteyecektir, olmayınca da huzursuzluk çıkaracaktır. Çocuğun oyun oynama ve bundan zevk alma gibi bir şansı varken neden hep kendini başkalarıyla yarıştırsın? Çocuğu mutlu edecek şey elindekinin ne olduğu değil onunla nasıl vakit geçirdiğidir. Eğer her şeyi aldığınız çocuğunuz hala huzursuz bir çocuksa demek ki bir şeyleri eksik bırakmışsınızdır.
Ona hayal kurmasını öğretmek aslında çocuğunuzun mutluluğa açılan kapısının altın anahtarıdır. Ona hiçbir şey almamış olsaydınız bile onun kendi hayal dünyasında nasıl oyunlar kurduğuna şahit olacaktınız.
You must be logged in to post a comment.